31 Mart 2008 Pazartesi

bir gece pasajın içinde kilitli kaldı. tutsaklığının ilhamıydı yalnızlık.. ve yine cümlelerinin rengi olmuştu bu tutsaklık. az ötedeki eskicinin kapısını yokladı. gözüne eski bir daktilo ilişmişti. ve hiç de öyle küçük adımlarla gitmedi eski daktiloya. hisleri şişkin gözlerinden uzun, ince parmaklarına indi. ve yazmaya başladı.. güçsüz parmakları ve dar omuzlarıyla daktilonun tuşlarına her defasında daha da sert vurdu. sonra durdu.. sessizliği yokladı.. sonra tekrar yazdı.. en az kambur sırtı kadar yorgun daktilonun sesiyle yankılandı pasaj. tutsaklığın rengini yazdı.. ve sabaha kadar yazdı...

Hiç yorum yok: