23 Nisan 2008 Çarşamba

Aynı insanlar farklı yönlerdeydi bu defa. Yaşlanıyor gibiydi. Sırtını dönüp gittiği çocukluğunun boynu hafif büküktü. O, gölgesi arkasında; çocukluğuysa gölgesi önünde yürüdü.. Çocukluğu gözlerini yere doğrultmuştu. Belli ki birşeyler vardı fikrinde. Farklı oldukları yer de burasıydı zaten... Onun fikrinde yaşanmışlıklar, çocukluğunun fikrinde ise yaşanmamışlıklar vardı.. Durup ardına bakmak aklına bile gelmedi. Çocukluğuna rağmen öylece yürüdü...

21 Nisan 2008 Pazartesi

19 Nisan 2008 Cumartesi



18 Nisan 2008 Cuma



17 Nisan 2008 Perşembe


sesi sesini unutmamıştı ama eli elini unutmaya yüztutmuştu. zaman tam olarak da 10. ayı gösteriyordu ki fikri fikrinden gitmemişti; gözü gözüne değmese bile.. teni teninin yanından çekip gideli tamı tamına güneş 304 kez batmıştı ama 304. gün batımı hâlen yağmurluydu.......



15 Nisan 2008 Salı


13 Nisan 2008 Pazar


12 Nisan 2008 Cumartesi

Artık özgürdü.. Bir yılı geçmişti hayatıyla tanışalı ve yine hayatı onu terkedeli neredeyse dokuz ay olmuştu. Artık özgürdü ama yine de pek öyle olmaya niyeti yoktu. Kopamıyordu hayatının tutsaklığından ya da tutkusundan bir türlü..

8 Nisan 2008 Salı

o gün zaman kadar sakindi su.. suyu kucaklayan ağaca sırtını yasladı ve cebinden sigarasını çıkardı. soğuktan çatlamış dudaklarının arasına aldı sigarayı ve yaktı. gözleri uzağı pek iyi görmüyordu. o yüzdendi belki de, uçsuz bucaksız sanıyordu dünyayı.. bir süre oturduğu yerden kalkmadı. sırtı öyle kamburdu ki sadece bir noktada buluşuyordu ağaçla.. aklı hep sonlardaydı. birşeylerin sonunu arardı hep, merak ederdi. gökyüzünün, okyanusların, şehirlerin.. sigarasını bitirmeden söndürdü ve ayağa kalktı. aklından birşeyler geçiriyor gibiydi. bir son bulmuştu galiba bu defa kendine.. uçsuz bucaksız sandığı dünyaya son bir defa baktı ve cılız bedenini suyun sakinliğini bozmadan suya bıraktı..

6 Nisan 2008 Pazar


en çok da kırılganlığı merak ediyordu yaşayanlardaki..

5 Nisan 2008 Cumartesi

onu gördüğünde yağmur yağıyordu. gece her zamankinden daha geç kararmıştı o gün. belki de gözleri yüzündendi.. gözleri öyle güzeldi ki siyah beyaz bir kareye sığamazdı.. bir köşe başında öylece yağmuru seyrediyordu. buralardan olmadığı her halinden belliydi. bir hatırayı bekler gibiydi. onu gördüğünde öylece durdu.. bir süre bakışlarına baktı. sonra gözlerini bakışlarından alıp ağlayan bulutlara çevirdi.. ayağa kalıktı ve sokağın

ortasına yürüdü. gözleri halen bulutlardaydı. ince bedenini saklayan bol kıyafetiyle iki yana açtı kollarını.. avuçları yağmurla doldu.. gözlerini saatlerce ayırmadı bulutlardan. ve bulutlar da saatlerce ağladı..

4 Nisan 2008 Cuma





3 Nisan 2008 Perşembe